Amerika'nın Silikon Vadisi varsa Nazilli' nin de patlıcanı var!


Nazilli 'nin Yıldıztepe Mahallesi' nde bugünlerde her evin önünde kocaman bir patlıcan yığını var. Hayır, ev hanımları akşama yemek hazırlamıyor.

Bu yıl hem yurt içinde tüketilecek hem de yurt dışına pazarlanacak patlıcanların içini oymanın ve en uygun bir şekilde kurutmanın derdindeler. Geçen yıl 100 ton kuru patlıcan ihraç eden ilçe, ülkemizin 'Patlıcan Vadisi' olarak adlandırılıyor.

Anadolu'nun geleneksel yiyeceklerinden dolmalık kurutulmuş patlıcan, biber ve domates, Aydın'ın Nazilli ilçesinde binlerce ailenin geçim kaynağı olmuş durumda. Birçok yerde kadınların eşlerine, zahmetli bir yemek olması dolayısıyla, "Bugün sana dolma yaptım." diye gururlanması, bu ilçenin özellikle Yıldıztepe Mahallesi'nde pek önemli değil. Çocukluğundan itibaren patlıcanı oyup içini çıkarmakta ustalaşan kadınlar, bu işi belki de Guinness Rekorlar Kitabı'na girebilecek hız ve sayıda yapabiliyor. Bir patlıcanı 2-3 saniyede oyan Şennur Küçük, bunun kendileri için bir geçim kaynağı olduğunu söylüyor: "Günde 10 bin tane oyarım. Bu da 10 külte ediyor. Bir kültede 20 dizi, her dizide 45-50 patlıcan oluyor. Bir yere gittiğimizde, dolma işi olduğunda bize yaptırırlar." Bu maharet isteyen işi yapmak için kadınlar, bir çeşit eğri bıçak kullanıyor. Patlıcanın içinin kazınmaması, tek hamlede çıkarılması gerekiyor. Aksi takdirde kurutulma esnasında çürüme veya kararmaya sebep oluyor.

Yıldıztepe'de her evin önünde kadın, erkek, yaşlı, çocuk hemen herkes bu işle meşgul. Yaz aylarında küçük çocuklar, patlıcan oymada ailelerine yardım ediyor. Bu iş kadınlar arasında o kadar yaygınlaşmış ki akşam gezmelerinde oya örmek yerine ortaya dökülen patlıcanları oyuyorlar. İşin hızlı yapılması için üç kişilik ekip gerekiyor. Biri patlıcanların sapını çıkarıp keserken ikincisi içlerini oyuyor. Üçüncü kişi ise patlıcanları ipe diziyor. Nurten Karaefe, "Biz bu işi çocukluğumuzda, kendi bahçelerimizde küçük çapta yapıyorduk. Çocuklar büyüyünce işler de büyüdü. Patlıcanlar evin önüne dökülüyor, herkes sohbet ortamında işini yapıyor." diyor. Güldane Sağlam da emekli eşinin maaşı yetmediği için patlıcan içi çıkararak aile bütçesine katkı sağladığını söylüyor.

Abdullah Karaefe ve Turgay Karaefe  ilçede kurutma sektörünün en büyük firması olan Karaefe Gıda İnş İth İhr San Tic Ltd Şti  sahibi. Nazilli'de yetiştirilen sebzelerin doğal olmasından dolayı çok rağbet gördüğünü ifade eden Karaefe, yaz aylarında 150 ila 200 kişiye istihdam sağladıklarını, burada kurutulan ürünleri bir çok il , ilçe ve Avrupa ülkelerine  gönderdiklerini,  anlatıyor. Sebzelerin güneşte kurutulduğu için daha lezzetli olduğunu ifade ediyor: "Patlıcanla başladık, dolmalık kabak, dilimlenmiş patlıcan kurusu, kızartmalık biber kurusu, dolmalık biber kurusu derken şimdi fasulyeyi dahi kurutuyoruz. Büyük şehirdekiler veya gurbetçi vatandaşlarımız, ulaşamadıkları lezzetleri bizim sayemizde buluyor."

Türkiye'de patlıcan kurutma işi Nazilli'de Yıldıztepe Mahallesinde  yapılıyor. İçi oyulmuş patlıcanların kurutulma aşamasının da püf noktaları var. Yıldıztepe'de yaygınlaşan kurutma işi, mahallenin her tarafında yapılamıyor. Rüzgârın ve sıcaklığın uygun olduğu bir hava koridoru gerekiyor. Bu alanlar, 50-100 metre aralıklarda bile değişebiliyor. Bir yerde çok güzel kuruyan ürün, 50 metre aşağıda kurutulduğunda bir kısmı çürüyebiliyor. Bu hava koridorlarını ise tecrübeli kurutucular biliyor.

Daha önceleri kurutulmuş sebze işini her aile kendisine yetecek kadar yaparken ticari hale gelmesini Abdullah Kandak (85) yaygınlaştırmış. 50 yıl kurutma işi yaptıktan sonra çocuklarına devrettiğini anlatan Kandak, "Kendim icat ettim bu işi. Şimdi torunlar devraldı. Eskiden Denizli, Isparta ve Burdur'da satılıyordu, şimdi yurt dışına dahi gönderiyoruz. Bizim zamanımızda bu işi yapan 10 kişi bile çıkmazdı." diyor.

Nazilli Ticaret Odası Başkanı Ali Gültekin Kılınç ise gurbetçilerin tadımlık olarak yanlarında götürdüğü kurutulmuş patlıcan ve biberlerin, zamanla ilçede bir sektör oluşturduğunu söylüyor.  Yıldıztepe Mahallesi'ni adeta ABD'deki Silikon Vadisi'ne nazire yaparcasına, "Patlıcan Vadisi" olarak adlandırıyor. İlçeden 2009 yılında 100 ton kurutulmuş sebze ihraç edildiğini kaydeden Oda Başkanı Kılınç, "Buradaki üreticilerimiz, kısıtlı imkânlarla işe başladı ve belli bir yere getirdi. İlçemizin ismini duyurdular. Bunlara sahip çıkmamız, ivme kazandırmamız lazım. Ziraat veya diğer bankalar aracılığıyla uzun vadeli kredi kaynakları sağlamak gerekiyor. Sebze meyve kurutma alanlarının ıslah edilerek ortamların iyileştirilmesinin, ürün kalitesi ve işin daha kurumsal boyutlarda yapılması anlamında fayda getireceğine inanıyoruz." diyor.

Ali Gültekin Kılınç, Türkiye'de en iyi patlıcan kurutmacılığının Nazilli'de yapıldığını savunuyor: "Kurutmacılık, Yıldıztepe Mahallesi'nde bir koridorda yapılıyor. Başka bir yerde bu kalitede ve özellikte patlıcan kurumadığı için biz oraya kaymakamımız ve belediye başkanımızla birlikte 'Patlıcan Vadisi' adını verdik."

Çocukluğundan itibaren patlıcanın içini çıkarmakta ustalaşan kadınlar, Guinness Rekorlar Kitabı'na girebilecek kadar hızlılar: Bir patlıcanı tek hamleyle 3 saniyede oyuyorlar.

*** 

Eskiden Nazilli'de her aile kendine yetecek kadar patlıcan kuruturmuş. Abdullah Kandak, ticaretini yapmaya başlayınca yaygınlaşmış. Kandak, işi şimdi torunlarına devretmiş.

*** 

Abdullah Karaefe, Nazilli'de kurutma sektörünün en büyük firmasının sahibi. Karaefe, yaz aylarında 150 ila 200 kişiyi istihdam ettiklerini söylüyor.

*** 

Şennur Küçük, "Günde 10 bin patlıcan oyarım. Bu 10 külte demek. Her kültede 20 dizi, bir dizide 45-50  patlıcan var." diyor.

Zaman Gazetesi / 07.08.2010